epeyce bir uğraştan sonra bloguma girebildim.
Bugün hayatımdaki herhangi bir kişinin mutlak bi insan olmadığını farkettim. Diyorum ama belki ben de öyle bi insanım,olabilir. Ama hiç kimsenin umrunda olmamak biraz acıklı geliyor insana. Daha doğrusu acıklı gelen bunu geriye çevirmek, engellemek için hiçbir şey yapamamak. Neyse sorun o değil; nitekim bu durumu çok da dert etmiyorum. Acaba bu gibi ergen dertlerini çok kişi yaşıyor mudur benim gibi.
Üff neyse baydı biraz beni. 又ね。
:) tartışmaların o sona yakın(yani benim için) anlarında o kadar çaresizim ve her şeyi o kadar kolay kabul edebilirim ki; oracıkta ruhumu karşımdakine teslim edebilirm.. Lütfen tartışmaların süresi sabrı tükenene göre düzenlensin olur mu?
Neresinde durmalıyız hayatın, kime yakın olmalıyız ? Hoşlarına gitsin diye sevdiklerimizin sıkıcılıklarına mı katlanmalıyız yoksa düşüncelerimize sıkı sıkı tutunmalı mıyız; onları incitse bile ?
Hiçbir şeyi beğenmesek bile en azından bir tane olsun diye beğenmiş gibi yapmalı mıyız? Yoksa yalnızlığı kabullenerek devam mı etmeliyiz? Neden herkes en çok kendimiz sıkıcıyken sıkıcıymış gibi gelir? Her şeyi istediğine çok yakın gerçekleştirebilenler nasıl başarır, onların da mı böyle gereksiz bir dönemi olmuştur zamanında? İçinde olduğunu sandığın potansiyel yalan mıydı?

Neden her dakika biraz önce düşündüğün herşey çok saçma gelir?
ah bu finaller, meş finalleri gecemizin tuzu biberi...
:P
(devamını da uydurcaktım da çok iğrenç olurdu)
geldim yoruktum, kendi kendime konuşmaya alışana kadar az yazmayı planlıyorum.. 8-)

...mainichi mainichi onaji koto no kurikaeshi...























^^veya tıkla